fbpx

Bu yazıda seksofonksiyonel terapi nedir ve seksofonksiyonel yaklaşımın alt başlıkları nelerdir bu konulardan bahsediyor olacağız.

CİNSEL FONKSİYON BOZUKLUKLARI VE SEKSOFONKSİYONEL TEDAVİ TEKNİKLERİ SERTİFİKA EĞİTİMİ İÇİN TIKLA

Seksofonksiyonel Terapi Nedir?

İnsan cinselliğinin olağan işleyişi hakkında genel çerçeveyi anlamaya izin veren yaklaşım, Kişisel fonksiyonel cinsellik yaklaşımıdır. Aynı zamanda bu yaklaşım olası bozulmaları tanımlama ve müdahale etmeyi de sağlar.

Terapi sürecinde:

  • Danışanın genel cinsel öyküsü alınır.
  • Cinsel gelişimi, cinsel yönelimi, cinsel kimliği, hakkında bilgiler derlenir.
  • Cinsel davranış cinsel uyarılma evreleri dikkate alınarak sorgulanır.
  • “Kişisel cinsel işlevsellik” teorisi çerçevesinde elde edilen bilgiler ve danışanın cinsel işlevi değerlendirilir.
  • Uygun tedavi teknikleri tanılanan cinsel bozukluklara göre uygulanır.

Seksofonksiyonel Yaklaşım Nedir?

Klinik Psikolog Dr. Ertuğrul Taş, Dr. François de Carufel’un seksolojik çerçevede yapılandırdığı “Seksofonksiyonel Terapi” yaklaşımını Türkçeye uyarlamıştır. Bu teori cinselliğin fonksiyonel boyutuna odaklanır. İnsan cinselliğinin işleyişini bilmek, cinsel problemleri veya bozuklukları tanılama & tedavi için gerekir. Bu yaklaşım insan cinselliğinde işlevselliği dört temel boyut üzerinden ele alır. Bunlar:

  • Biyolojik,
  • Kişisel cinsel işlevsellik,
  • İlişkisel ve
  • Sosyal boyutlardır.

1.Biyolojik boyut

Biyolojik cinsel yapının şekillenmesi kromozomlara bağlıdır. XX yumurtalıkların ve XY testislerin gelişimine zemin hazırlar. İç ve dış cinsel organlar farklılaşmış gonadların salgıladıkları hormonların etkisi altında şekillenir. Ardından ikincil cinsel özellikler, cinsel fenotipler ve ergenlikle beraber gelişir. Biyolojik boyutun bütünlüğünü, anatomik cinsel yapıların bütünlüğü ve döllenmeye etki eden nörofizyolojik süreçlerin işlevselliği ortaya koyar.

2.Kişisel cinsel işlevsellik

Kişisel cinsel işlevselliğe, biyolojik cinsel yapının bütünlüğü izin verir. Cinsel gerilimi yöneten temel alanlar:

  • Cinsel pozisyon alma,
  • Cinsel tercihlerdir.

Karşılıklı tamamlayıcılık bu iki alanda önemlidir.

2.1Cinsel pozisyon alma

2.1.1Cinsel kimlik

Cinsel pozisyon alma kişinin cinsiyet kimliğiyle ilgilidir. Kısacası kişinin kendisini ne kadar kadın (feminen) veya ne kadar erkek (maskülen) hissettiğini belirtir. Biyolojik cinsiyet ve toplumsal cinsiyet normatif olarak örtüşür. Biyolojik cinsiyeti erkek veya kadın olan kişi kendini erkek veya kadın olarak tanımlayacak ve bu şekilde hissedecektir. Bununla birlikte, cinsel pozisyon alma bazı bireylerde farklı şekillenmektedir. Başka bir değişle, kişi kendini biyolojik cinsiyetinden farklı bir cinsel kimlikte hissedebilir ve tanımlayabilir.

2.1.2Cinsel yönelim

Cinsel yönelim bireyin kimi erotize ettiğiyle ilgidir. Normatif olarak biyolojik cinsiyeti erkek veya kadın olan biri, biyolojik cinsiyetiyle örtüşen şekilde kendini erkek veya kadın olarak tanımlayacak ve karşı cinsten birini erotize edecektir. Bu durumda kişinin karşı cinsiyetten birini erotizm ettiği cinsel yönelim heteroseksüel olarak tanımlanır. Ayrıca, heteroseksüel yönelim kadın ve erkeğe cinsel ilişkide üreme davranışı ortaya koyma imkânı verir. Bazı bireyler için süreç farklı işlemektedir. Birey kendi hemcinsini (homoseksüellik) veya her iki cinsi (biseksüellik) de erotize edebilir.

2.1.2Cinsel yönlendirme

Cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimi atanmış kadın veya erkek cinsel güç ortaya koyar. Erkek itici, delici propülsif cinsel enerji ortaya koyar. Cinsel erkliğini yani erkek cinselliğinin temel özelliğini gösterir. Erkeğin ortaya koyduğu cinsel enerjiyi alıcı konumda olan kadındır. Erkeği hem uyarır hem de uyarılmaya bağlı oluşan cinsel gerilimi karşılar.

2.2Cinsel tercihler

Haz merkezli cinselliği etkileyen unsurlar şu şekildedir:

  • Cinsel etkileşimin geçtiği ortam
  • Cinsel pozisyonlar
  • Cinsel aktiviteler
  • Karşılıklı duygular

Karşıdaki insanı bütün olarak dikkate almak cinsel tercihlerde ideal bir yaklaşımdır. Cinsellikte sınırlayıcı yaklaşım fetişist eğilimlere kayma ve bütünden uzaklaşma riski taşır.

2.3Cinsel gerilimi yönetme

Öncelikle, cinsel gerilim cinsel uyarılma ve cinsel istekle ilişkili olarak gelişmektedir. Bu gerilimi fonksiyonel olarak yönetmek için cinsel gerilimi başından sonuna kadar kademeli olarak sürdürebilme kapasitesine sahip olmak gerekir. Master ve Johnson (1966) cinsel uyarılma safhalarını tanımlamışlardır. Buna ek olarak, cinsel uyarılma grafiğini de yapılandırmışlardır. Cinsel uyarılma evreleri şu şekildedir:

  1. Başlangıç
  2. Plato
  3. Orgazm
  4. Çözülme

3.İlişkisel cinsel işlevsellik

Bu kavram, cinsellikte karşılıklı ilişki ve iletişimi tanımlar. Eşler karşılıklı olarak birbirlerini dikkate alırlar. Bu nedenle, cinsel konuları ele alma kolaylaşır. Ayrıca, iletişim kanallarının önemi cinsel ilişki öncesi, süreci ve sonrasında vurgulanmaktadır.

4.Sosyal cinsel işlevsellik

Son olarak, cinsellikte karşılıklı saygı bu kavramla ön plana çıkmaktadır. Kişi kendine ve diğerine saygı duymalıdır. Ayrıca, her kültür cinsel konularda kurallar koyar. Buradan hareketle, bu kuralları dikkate alarak cinsel davranış ortaya koymak gerekir. Dolayısıyla cinsellik etik boyutu da içerir.

Seksofonksiyonel yaklaşım hakkında daha fazla bilgi almak ve bu konuda düzenlenen “20. Cinsel Terapi Eğitimi: Seksofonksiyonel Yaklaşım” hakkında detaylı bilgi için tıkla!

Kaynakça:

BARUT, Y., TAŞ, E., & ULUBAŞOĞLU, U. D. H. (2016). CİNSEL SAĞLIK EĞİTİMİ.

Masters, W. H., Johnson, V. E., översättning, S., & Lisper, H. O. (1982). Homosexuality in perspective. Cognitive Behaviour Therapy11(1), 54-56.

Stoller, R. J. (1985). Presentations of gender. Yale University Press.

Trémollieres, F. (2013). Impact of oral contraceptive on bone metabolism. Best Practice & Research Clinical Endocrinology & Metabolism27(1), 47-53.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.